HDP Milletvekili Hüda Kaya, geçmişiyle, 28 Şubat zulmüne direnen bir kahraman olarak bilinir, bilinmesine de, bugün gerçek kimliğini ortaya çıkardığı karmaşa bir çok insan için şaşırtıcı ve tam bir muamma.
28 Şubat’ın gözdelerinden ve hocası Mustafa İslamoğlu, 28 Şubat’ın laik imamı Yaşar Nuri Öztürk ile bir kanka olarak, 2 yıl boyunca tv kanallarında arz-ı endam ederken, kendisi, 28 Şubatçıların tekmeleri altında eziliyordu. Ama ne olduysa, ondan sonra oldu veya Amerikan korku filmlerinde gördüğümüz gibi, morfolojisi, DNA’sındaki esasına geri döndü. JönTürk 28 Şubatçıların kankası, JönKürtlerle kolkola giriverdi ve bir anda, hızlı bir jönkürt fedaisi kesildi. Öyle ki, Allah’a, İslam’a, Peygamberimize, Kur’ân’a küfreden, namazla alay eden dinsiz PKK’lı sürüsü için kendini fedâ edecek kadar, İslam düşmanı cephenin en önünde yeraldı. Üstelik bunu yaparken, İslamî terminolojiyi de kendine iyi bir malzeme olarak kullandı.
Aslında 28 Şubatçılar, Hüda Kaya’nın bir jönKürt olduğunu keşfedebilselerdi, eminim, onu da tıpkı hocası İslamoğlu gibi el üstünde tutar ve Anadolu müslüman ahalisine karşı, medyada “28 Şubat’ın faziletleri”ni anlatmasını rica ederlerdi. Şahsen, 28 Şubatçıların, Jönkürt Hüda Kaya’yı keşfedememiş olmaları kendileri adına büyük bir kayıptır. Tabii ki, son birkaç sene öncesine kadar. Bizim içinse, son birkaç seneden beri, koynumuzda bir yılan beslediğimiz gerçeğini acı da olsa yaşamakta olduğumuzdur.
Hüda Kaya bilindiği üzere, 28 şubat sürecinde kızlarıyla birlikte idam ile yargılandı. Bu durum hepimizi üzdü. Ciddî bir mücadele verdi ve galip çıktı. Lâkin bunun, biz Anadolu Müslümanlarını uyutmak için kurgulanan, bir tezgâh, bir propaganda olduğunu daha sonra anladık. Hüda Kaya 80’lerden itibaren İran’la içli dışlı biridir. Hem de hiç bilinmiyor, henüz genç bir kız iken İran adına çalışmaya başlamıştır. Daha sonra İslamoğlu ile tanışmış, oğlu Muhammed Cihad Saatçioğlu, nâm-ı diğer Muhammed Ebrari ile İslamoğlu ve Türkiye’deki İran’ın varlığı için elinden geleni yapmıştır, yapmaya devam etmektedir.
İran, pek tabii olarak tarihî rakibi Türkiye’yi gözlemek ve Türkiye’nin her yerinde var olmak istiyor. İran’ın Türkiye’deki gayr-i resmî en önemli ajansı olan ve kuruculuğunu Mustafa İslamoğlu’nun yaptığı Akabe Vakfı’dır. Vakıf, tıpkı FETÖ gibi,bunun için bünyesindeki önemli kişileri Türkiye’nin farklı gruplarının cemaatlerinin partilerinin içine sokuyor. Çünkü, ne de olsa “takiyye”nin ustası bunlar. Fetö’yle takiyyede yarışıyorlar. Nasıl ki, Ak Partinin, TRT’nin ve hükümete yakın kanalların içine adamlarını sokuyorlarsa, HDP’nin ve Türkiye’deki alevi topluluğunun içine de adamlarını sokuyorlar.
Aşağıdaki Fotoğraflar, İslamoğlu ve Hüda Kaya’nın siyasi ilişkilerini göstermektedir.
Alıntı: http://bolgepostasi.com/mustafa-islamoglu-ve-hdp-huda-kaya-2-bolum.html
