Tasavvuf karşıtlarının Yükselen Goygoyunun ardında ne var? - 2


Açıklama: Tasavvuf karşıtlarının Yükselen Goygoyunun ardında ne var? 2 ASIL HEDEF NE/KİM?
Kategori: ABDURRAHMAN DİLİPAK
Eklenme Tarihi: 30 Temmuz 2015
Geçerli Tarih: 29 Mart 2024, 15:26
Site: Reddiyeler.com - Ehli sünnet itikadı üzerine site
URL: http://www.reddiyeler.com/detay.asp?haberID=231


Tasavvuf karşıtlarının Yükselen Goygoyunun ardında ne var?- II 
ASIL HEDEF NE/KİM?

Ramazan ayının başlamasıyla birden bire TRT'de bir dizi başlıyor ve hafta içi her akşam teravih sonrasının vazgeçilmezlerinden oluveriyordu.


Bir mutasavvıfın, şiirleri, menkıbeleri yüzyıllardır dillerde ve gönüllerde taht kurmuş bir derviş-şair YUNUS EMRE[k.s]'nin hayatını eksene alarak bir gönül yolculuğu olan tasavvufu anlatıyordu bu dizi.


İnişler-çıkışlar, övgüler-yergiler, sevmeler-kızmalar, bağlanışlar-kopuşlar arasından geçerek yürünen bu gönül yolunda, 'demir leblebi'yi maharetle çiğnemeyi başaranların, 'ağuyla(zehirle) pişmiş aş'ı tereddütsüzce kaşıklayanların erdikleri fenâ makamında, benlikleri yok olur ama, onlara bu çilelerinin karşılığı olan 'ölümsüzlük' ihsan ve ikram edilir.


İşte o bahtiyarlardan birinin, 'BİZİM YUNUS'un öyküsü anlatılır bu yapımda.


Yapım, aceleyle kotarılır; Ramazan'a yetişmesi arzulanır.
Arzu eden ve talep eden makam, YÜKSEK BİR MAKAMdır.


Tasavvuf erlerine gençliğinden beri kanı kaynayan 'yüksek makam sakini', geçtiğimiz Ramazan'ın bu atmosferde yaşanmasını arzu etmiştir.


Tasavvuf karşıtlarının goygoyunun fitilini ateşleyen olaylardan biri budur.
Böyle sürerse 'Yüksek makam'ın, önlerinde duran kadrolaşma ve iktidar gözdesi olma fırsatını, giderek tasavvuf yolunda hırka giymişlere kaptıracakları endişesiyle panik olmuşlar ve çok fazla beklemeden atağa geçme kararı vermişlerdir.


Fetö'nün ve terörgillerin açtığı yolda, onlarla aynı amaçta, hiç durmadan yürümekte sakınca görmedikleri anlaşılıyor.


28 ŞUBAT ARTIĞI 'APOLETSİZ DİLİPAK'
Karmaşık, ordan oraya atlayan "Aman ha, dikkat!" başlıklı yazısı ile Abdurrahman Dilipak adındaki 'yazar' aslında, 'yüksek makam'a ayar vermek istemektedir.
Tasavvuf yolunu "Ellah'a çağırıyormuş gibi yapıp şeyhlerine, efendilerine, şeytana çağıyorlar" ve "yardım toplayıp kendi 'ihvanlarına' dağıtıyorlar, 'cemaat milliyetçiliği' yapıyorlar" şeklindeki vurgularla, nasıl FETÖ hizmet yapıyor görünüyordu da, öyle olmadığı anlaşıldı, aynen öyle, dikkat et, bu tarikatler de suret-i haktan görünüp şeytanca işler çeviriyorlar demeye getiriyor.


Bu uyarıyı "sen bilmezsin kiminle iş tutacağını, gel biz sana öğretelim!" diye açıktan söylemeye hem yüreği yetmediği için ve hem de, böyle yaparsa üzerinin çizileceğini çok net bildiği için dolaylı olarak söylüyor.


"Aman ha dikkat et, yüksek makam, uzak dur,tarikatler tehlikeli!" diye böğürüyor.


EFENDİLERE İTAATSİZLİĞE ÇAĞIRAN EFENDİ


Bu yazısıyla Dilipak efendi ne büyük çamlar deviriyordu da, bundan habersiz görünüyordu.


En önce, 'yüksek makam'ın onun sesini duyamayacak denli yüksek yerlerle iş tuttuğunu görmezden geliyordu.


İkinci olarak, efendilerinize itaat etmeyin derken, "BENİ DİNLEYİN; BANA UYUN!" mottosunu gizleyebildiğini sanıyordu.


İlle de birine uyacaksa insanlar, bu niye efendileri değil de, Dilipak EFENDİ olsundu? Bu soruyu gizleyebildiğini sanıyordu.

Tarikatçiler değil, benim adamlarım kadrolaşsın talebini gizleyebildiğini sanıyordu. 
Esas kadrolaşmak arzusuyla yanıp tutşanın kendisi(ve âvânesi) olduğunu
gizleyebildiği sanıyordu.


"Paralel kadrolaşmadan sonra, tarikatçı kadrolaşma geliyor, dikkat!" uyarısıyla tarikatleri de paralel çete ile aynı düzlemde gördüğünü ilan etmişliğini gizleyebildiğini sanıyordu.


APOLETSİZ 28 ŞUBATÇILAR KADROLAŞMA TELAŞINDA
Bu toplumun bireyleri olan tasavvuf gönüllülerini "TEHLİKELİ KADROLAŞMA NEFERLERİ" ilan ederek, NİYET OKUMACILIĞINA soyunuyordu.


Daha ötesinde, -mesela- başörtülüler tehlikelidir mottosuyla BAŞÖRTÜSÜ AVINA girişen 28 ŞUBAT DARBECİLERİ gibi, TARİKATÇI AVINA kalkışıyordu.
Yani, A.Dilipak, 13 YILLIK İKTİDARINDA MİLLETİ FERAHLATMAK İÇİN YÜKSEK MAKAMdaki kişi ne yaptıysa, onun zıddına yönelmesini ona öneriyordu.
28 Şubat'ın artığı 'apoletsiz darbeci' rolünü benimsiyordu.


HEDEF'i VURAN YAZI


Apoletsiz Darbeci'nin o yazısı, şu hedefleri vurmuştur:
1-Kendisini ve kendi gibi düşünen nâdanları ifşâ etmiştir. Kendilerinin kadrolaşma hevesini 'yüksek makam' nezdinde tescilli olarak göstermiştir.

2- Yüksem makam'a şekil veya ayar vermeye çalışmakla, o makamdaki 'dirâyet' tarafından üzerlerinin çizilmesini hızlandırmıştır.

3- Kendilerine kadro verilmeyebileceği sanrısına kapılıp PARALEL+TERÖR ÇETELERİ İLE AYNI YERDEN VE AYNI TELDEN ÇALABİLECEKLERİNİ GÖSTEREN bu takımın, 'esas tehlikeli olanlar' olduğunu herkese göstermişlerdir.

4- Tasavvuf karşıtlığının sözcülüğüne soyunmuş gibi yapan bu çıkışın, ASIL HEDEFİNİN 'YÜKSEK MAKAM'I DİZAYN OLDUĞUNU GÖSTERMİŞLERDİR.

5- Bugün anti-tasavvuf olan bu goygoycuların yarın kimi hedefe koyacağı belli olmayan bir serseri mayın gibi olduklarını ortaya koymuştur. Bu nedenle, her toplum kesimi bu goygoyculara karşı uyanık olmalıdır.


Hani 'bomba' mı?
"Hedef tarikatler değil, YÜKSEK MAKAM'a DİZAYN!" bomba değilse, koyverin gitsin..


Dr. Adnan Kebenç / 29.07.2015